R.Gazete No: 33021
R.G. Tarihi: 18.9.2025
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinden:
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGITAY İLÂMI
Esas No : 2025/7388
Karar No : 2025/10475
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Salihli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29.12.2023
SAYISI : 2020/140 Esas, 2023/1894 Karar
DAVACILAR-KARŞI DAVALILAR: vekili Avukat
DAVALI-KARŞI DAVACI : vekili Avukat
DAVALILAR : vekili Avukat
DAVA TARİHİ : 16.08.2019
KARAR : Kısmen kabul
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN : Adalet Bakanlığı
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen projeye aykırılıkların giderilmesi ve eski hale getirme davasında asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki bulunduğu 5 nolu iş yeri niteliğindeki bağımsız bölümde kullanılan ızgara tezgahından çıkan dumanın gidebilmesi için apartman projesine aykırı biçimde apartman ortak yerlerinden sayılan havalandırma boşluğunun içinden çatıya kadar uzanan bir metal boru döşendiğini, bu borunun ucunda elektrikle çalışan vantilatör sesi ile müvekkillerini rahatsız ettiğini, havalandırma boşluğu içinden geçen projeye aykırı ve geniş hacimli baca borusu nedeniyle daraldığını, ayrıca bir başka tezgâhın bacasını havalandırma boşluğu duvarını özensiz biçimde kırarak doğrudan hava boşluğuna verdiğini, üst katta oturan müvekkillerinin aşağıdan gelen ağır is ve sair kokular nedeniyle aylar boyu havalandırma boşluğuna bakan pencerelerini kapatmak (kullanamamak, evlerini havalandıramamak) zorunda kaldıklarım, tüm bu nedenlerle davalının apartman ortak yerlerinden hava boşluğuna müdahalesinin men'ini, davalının maliki bulunduğu 5 nolu bağımsız bölümden apartman havalandırma boşluğunu takip ederek çatıya kadar döşettirdiği baca amaçlı metal borunun söktürülmesini, projesine uygun eski hale getirilmesini, masraflarının davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, söz konusu söküm onarım ve projeye uygun eksi hale getirme işlemlerini yapmak üzere taraflarına yetki verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; apartmanın 7 nolu bağımsız bölümünün malikleri olan ve .....'nm projeye ve 634 sayılı Kanun'a aykırı olarak banyo duvarını değiştirdiklerini, baca yaptıklarını, balkonu kapattıklarını, apartmanın 10 nolu bağımsız bölümünün maliki ile 11 nolu bağımsız bölümünün maliki 'ın ise projeye ve 634 sayılı Kanun'a aykırı olarak banyo duvarını değiştirdiklerini, çatıda duvar değişikliği, demir parmaklık ve baca yaptıklarını, apartmanın 9 nolu bağımsız bölüm malikleri olan ve 'nun ise projeye ve 634 sayılı Kanun'a aykırı olarak banyo duvarını yıkarak baca yaptıklarını, apartmanın 6 nolu bağımsız bölüm maliki ile 8 nolu maliki 'un ise projeye ve 634 sayılı Kanun'a aykırı olarak banyo duvarlarında değişiklik yapıldığını, tüm bu nedenlerle bahsi geçen aykırılıkların projesine uygun eski hale getirilmesini ve projeye uygun eksi hale getirme işlemlerini yapmak üzere taraflarına yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçesinde belirttikleri hususların varsayımlara dayalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu yaptığı bacayı davacıların bilgisi ve onayıyla yaptığını, davacıların baştan onay verdikleri işleme sonradan itiraz etmelerinin iyiniyetle bağdaşmadığını, haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı karşı davalı vekili karşı davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar aynı apartman ile ilgili olsa da her iki davanın hem tarafları hem de konularının farklı olduğunu, bu nedenle karşı dava şeklinde açılamayacağını, ayrı bir dosyada açılması gerektiğini, açılan karşı davanın önceki açılan haklı davadan vazgeçirilebilmek için baskı amaçlı açıldığını, karşı davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, asıl davada müteahhidin 5 nolu işyeri için döşediği veya döşenmesine göz yumduğu bacanın keyfi ve sırf işyerinin köfteci/kafe olarak kiraya verilebilmesi amacıyla döşetildiğini, müvekkillerinin kalorifer kazanı için döşettikleri bacanın ise davacı müteahhidin kusuru nedeni ile zorunluluktan döşetilmiş bir baca olduğunu, sebepsiz yere masraf ederek yeniden baca döşetmelerinin hayat deneyimlerine aykırı olduğunu, bu nedenlerle açılan karşı davanın öncelikle usulden reddine, usulden reddedilmemesi halinde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf davacıdan alınarak taraflarına verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne karşı davanın ise kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz başvuru dilekçesinde özetle; karşı davanın, yalnız asıl davanın davacısına karşı açılabileceği, asıl davada taraf (davacı) olmayan üçüncü kişilere karşı dava açılamayacağı, şayet açılmışsa mahkemece üçüncü kişiye karşı açılmış olan karşı davanın reddedileceği ve yalnızca asıl davanın incelerek karara bağlanacağı, somut olayda davalılar.... ve .... hakkındaki davanın, karşı dava ile açılmış olup; ayrı bir dava şeklinde açılıp birleştirme kararı da verilmediği, şu hâlde mahkemece, asıl davada davacı sıfatı olmayan ....,....,....,.... ve.... yönünden 6100 sayılı Kanun'un 132 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca karşı dava açılamayacağı dikkate alınarak bu davalılar yönünden karşı davanın reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek kanun yararına temyiz yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki müdahalenin meni ve eski hale getirme davasında, öncelikle olağan kanun yolları tüketilmeden kanun yararına temyiz edilip edilemeyeceği ve asıl davada taraf sıfatı olmayanlara karşı dava açılıp açılamayacağına ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur. 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin gerekçesinde de karar verilirken yürürlükteki hukukun yanlış uygulanmasının her an için söz konusu olabileceği, kanun yararına temyizin, yanlışlık tespit edilip daha sonra benzer işlemlerden kaçınmak için kabul edilen bir sistem olduğu, Yargıtayın yaptığı incelemede uygulamanın yanlış olduğu sonucuna ulaşırsa kararı kanun yararına bozacağı ifade edilmiştir.
2. Temyiz yolu ise olağan kanun yollarından birisidir. Bozma sebepleri, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde sayılmıştır. Bunlar; hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikler bulunmasıdır. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin kararı sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılır. Madde gerekçesinde bu husus "Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usûl hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddî vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukukî denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı zaman zaman Yargıtay maddî vakıalara ve delil değerlendirmesine de girmek zorunda kalabilmekteydi, istinafla birlikte artık bu ihtiyaç ortadan kalkmış ve Yargıtay tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olmuştur." şeklinde vurgulanmıştır.
3. Belirtilen bu yasal düzenlemeler ve 6100 sayılı Kanun döneminde temyiz yolu ile ilgili özellikler dikkate alındığında, kanun yararına temyiz ile temyiz yolu arasında bir ayrım yapılması gerekmektedir. Kanun yararına temyiz başvurusunda, başvuru konusu kararın sadece yürürlükteki hukuka aykırı olup olmadığı denetlenir. Bu denetim ise, temyiz incelemesinin aksine, kanun yararına temyizde görece sınırlı bir inceleme yapılmasını gerektirir. Kanun yararına temyize ilişkin madde gerekçesinde de belirtildiği gibi yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması söz konusu olduğunda, kararın kanun yararına bozulması gerekir.
4. 6100 sayılı Kanun'un 132 nci maddesi gereğince karşı dava açılabilmesi için asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması, karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması şarttır. Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
5. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; asıl davanın .... ve .... tarafından ....'e karşı açıldığı, karşı davanın ise .... tarafından ...., .... ve .... yanında, asıl davada taraf olmayan ....,...., ....,.... ve .... hakkında açıldığı, mahkemece asıl davada taraf olmayanlara karşı dava açıldığı gözetilmeksizin yargılamaya devam edilerek kabule ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece asıl davada taraf olmayanlara karşı açılan davanın asıl davadan ayrılarak yargılamaya devam edilmesine ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve Kanuna aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının bu yerinde görülen temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
07.07.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----------o----------