MEVZUATTAKİ SON
DEĞİŞİKLİKLER

R.Gazete No: 33022

R.G. Tarihi: 19.9.2025

 

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinden:

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLÂMI

 

Esas No: 2025/1714

Karar No : 2025/2538

 

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Ankara 6. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2023/452 E., 2024/242 K.

DAVACI : ...Hastanesi Anonim Şirketi vekili Avukat ...

DAVALI : ... vekili Avukat ...

 

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili hastaneye gelerek septum perforasyon onanını, septoplasti, konka redüksiyonu ve rinoplasti ameliyatı olduğunu, ameliyattan sonra eğrilik şikayeti ile tekrar kuruma müracaat ettiğini ve 2. kez ameliyat olduğunu bir süre sonra koku almama şikayeti ile başvuru yapıldığını, ancak 3. operasyonunun müvekkil hastanede değil dışarıdan başka bir doktor tarafından yapıldığını, davalının ameliyatlar için ödemiş olduğu miktarların iadesi için tüketici hakem heyetine başvurduğunu ve başvurusunun kabul edildiğini, hakem heyeti kararının yerinde olmadığını belirterek Yenimahalle ilçe Tüketici Hakem Heyeti'nin 02.11.2023 tarihli, 018620230008956 karar sayılı kararının iptalini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yapılan estetik ameliyatların sonucunun istediği gibi olmadığını ve koku kaybı yaşadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama esnasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı hastanın koku alma konusundaki şikâyetleri hakkında dosya kapsamında tıbbi tanı bulunmadığı sadece davalının beyanlarından ibaret olduğu, davacının hastaneye özel hasta statüsünde başvurduğu ve şikâyetleri ile ilgili olarak davacı hastaneden aldığı tıbbi hizmetlerin ve davacı hastane tarafından yapılan tedavilerin yerinde ve uygun olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararma yönelik Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz isteminde; davalının davacı hastane bünyesinde yaptırdığı ameliyat ve işlemlerin TBK'nın 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında olduğu ve eser sözleşmesinin niteliği gereği sonuç taahhüdünü içerdiği, davalıya verilen sonuç taahhüdünün yerine getirilmediği gerekçesi ile kararın kanun yararına bozulmasını talep etmiştir.

 

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, eser sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin iadesine ilişkin verilen tüketici hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkindir.

1. Taraflar arasında 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilaf konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalede bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi; iş sahibinin edimi ise karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir.

Eser sözleşmelerini, diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi de sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Burada, vekâlet akdindeki gibi sonuç taahhüt edilmeksizin sadece bir işin görülmesi taahhüdü bulunmamakta, bir eserin-sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf, yani yüklenici, TBK'nın 471/1. maddesi ve işin mahiyeti gereği, işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınması anlamım taşır.

Eser, yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren, bir emek sarfı ile gerçekleştirilen sonuçtur. Yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi, davalı yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Burada belli bir sonucun ortaya çıkması amaçlanır. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde ise, sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulmuş olur. Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması aranır. Aksi halde eserin ayıplı olduğu kabul edilir. Ayıplı eseri meydana getiren yüklenici ise, ortaya çıkan ayıp ve eksiklerden sadakat ve özen borcu nedeniyle sorumludur. Yüklenici, hangi yöntemi kullanırsa kullansın eserin ayıpsız olarak ortaya çıkması gerekmekte olup, diğer bir deyişle eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı estetik amaçlı olarak davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanması ve sürecin sağlıklı bir şekilde neticelendirilmesi hususlarının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada yüklenici, eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin sorumluluğundadır.

Ayrıca, 04.04.1997 tarihinde imzalanan ve 09.12.2003 tarihinde 25311 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren ve iç hukukumuzun bir parçası haline gelen AVRUPA BİYOTIP SÖZLEŞMESİ 16.03.2004 tarihinde onaylanmış olup, sözleşmenin "Meslek Kurallarına Uyma" başlıklı 4. maddesinde, "araştırma dahil, sağlık alanında herhangi bir müdahalenin ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir." düzenlemesi karşısında, davacıya tıbbi müdahalede bulunulduğuna göre bu sözleşme hükümleri de esas alınarak uyuşmazlığın çözümü zorunludur.

Sözleşmenin 4. maddesinde kastedilen standardın da, tıbbi standart olduğu tartışmasız olup, tıbbi standartlara aykırılık teşhis ya da tedavi aşamasında ya da müdahale sonrasındaki süreçte noksanlık ya da yanlışlık şeklinde gerçekleşebilir. "Tıbbi Standart" hekimin tedavinin amacına ulaşması için gerekli olan ve denenerek ispatlanmış bulunan, hekim tecrübesi ve doğa bilimlerinin o anki ulaştığı düzeyi ifade etmekte olup, denenmiş ve bilinen temel meslek kurallarıdır. Sözleşmenin eser niteliğindeki "estetik müdahalelerde" de uygulanacağının kabulü zorunludur.

Somut olayda davalının rinoplasti operasyonunun davacıya ait hastanede yapıldığı, ameliyat sonrası burunda eğrilik bulunması nedeniyle ikinci kez ameliyat edildiği bundan sonra koku alma şikayeti üzerine dava dışı başka bir doktor tarafından yeniden ameliyat edildiği, maddi masraflarının tahsili talebiyle hakem heyetine başvurduğu, bu başvurunun kabulüne karar verildiği, daha sonra hakem kararının mahkemece iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacıya ait hastanede yapılan ilk operasyon estetik operasyon olup bu niteliği itibariyle eser sözleşmesi niteliğindedir.

Davalının ilk operasyon sonrasında iki kez operasyon geçirmesi eser sözleşmesi gereği sonuç taahhüdünün gerçekleşmediğini ortaya koymaktadır. Ancak yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira heyette bulunan bilirkişiler KBB uzmanı ve hesap uzmanı olup dava konusu uyuşmazlık konusunda yeterli uzmanlığa sahip oldukları kabul edilemez.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yapılan ameliyat ve işlemlerin niteliği gereği estetik operasyon olduğu dikkate alınarak, içerisinde Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahının da bulunduğu bir heyet oluşturularak alınacak raporun sonucuna göre davacının talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, HMK'nın 363. maddesi gereğince Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASI gerekmiştir.

 

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun'un/HMK'nın 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere HMK'nın 363/2 hükmü gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 25.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

----------o----------

× Popup Görseli

E-Bültenimizi İnceleyin